Anasayfaya Dön



PERA PALAS

PERA PALAS

1840'li yillarda uluslararasi turizme pek de hazir olmayan kentte, önceleri es dost yaninda kalmaktan baska seçenegi olmayan yabancilara; önce pansiyonlar daha sonra da Kuledibi, Tepebasi, Grande Rue de Pera'da azinliklar veya Levantenlerin birbiri ardinca açtiklari oteller, yepyeni olanaklar saglamistir.

 

Ama Bati'nin büyük kentlerinde seçkin kisilerin kaldiklari türden grand hotel'lerin sundugu lüks ve konfor bu otellerde yoktur. Bunun için de, 1890'lari beklemek gerekmektedir.

Demiryolu, daha 1870'lerde Istanbul'a ulasmistir ama seçkinlerin yegledikleri yatakli ve yemekli vagonlarin da yer aldigi ünlü Orient Expres ilk seferini ancak 1889'da yapabilecektir. Aslinda Sirkeci Gari'nin yapilisi, Orient Expres'in seferlerine baslamasi ve Pera Palas'in yapilma süreci ayni senaryo içinde degerlendirilmelidir.

Seferlerin gördügü büyük ragbet üzerine, isletici sirket Compagnie Internationale des Grands Hotels adli yan kurulusunca, diger büyük Avrupa kentlerinde yaptirilan büyük otellerin bir benzerinin Istanbul'da da yaptirilmasi kararlastirilir.

Sirket, günümüzdeki uluslararasi otel zincirlerinin de benimsedikleri bir yöntemle, tasarimin önceden belirlenmis kalite, standart ve kurallara, kesinlikle uyulmasi kosulu ile, mimar Henry Duray'i Istanbul'da görevlendirir. Yerel mimar olarak da o güne dek Istanbul'da birçok büyük yapiyi basariyla tamamlayan Istanbul dogumlu Levanten mimar Alexandre Vallaury seçilir.

Seçilen yer, özellikle aksamüstleri Haliç'in gerçekten de “Altin Boynuz” olarak Istanbul panoramasi içinde tüm göz kamastiriciligiyla seyredilebildigi, Opera'nin o zamanlar Petit Camp de Mort olarak adlandirilan Islam mezarliginin yanidir.

Yapim hizla tamamlanir ve 1893'ün bahar aylarinda otel isletmeye açilir. Dönemin geçerli uluslararasi otel mimarliginin tasarim ilkelerini, abartilara kaçmadan yansitan dokuz katli otelin oldukça hantal kitlesi; neo-klasik cephe düzenlemeleriyle zenginlestirilmistir. Dört yönde yerlestirilen odalar, bes kat boyunca yükseltilen, ortadaki büyük aydinligin çevresine siralanmis lüks mobilyalarla donatilmislardir.

Ancak giris katinin özenli görkemine otelin baska hiçbir yerinde rastlanmamaktadir. Daha önce tasarladigi bazi büyük yapilarin iç düzenlemeleriyle bu kat arasindaki asiri benzerlikler nedeniyle, bu katin tasarlanmasi için özellikle Vallaury'nin görevlendirilmis oldugu ileri sürülebilir.

Ancak, o güne dek yerel ve geleneksel bazi mimarlik ögelerini kendine özgü bir yaklasimla yorumlayan Vallaury, burada belki de konuklarin düsledikleri oryantalist-egzotik atmosferi, beklentilere daha uygun, hayli seçmeci, arabesk bir tutumla yansitmayi yeglemistir.

Otel uzun yillar boyunca Istanbul'un en ünlü, en lüks oteli olma özelligini sürdürmüstür. Cumhuriyet döneminde salonlarinda balolar düzenlenmis yabanci konuklar agirlanmistir. Nice ünlü isimler yer almis konuk listesinde: Mustafa Kemal pasa, Ernest Hemingway, Agatha Christie, VIII.Edward, Kral Zogo, Maria Callas, Jacqueline Kennedy bunlar arasindadir. Mata Hari, Cicero gibi adlari bilinen ve bilinmeyen yüzlerce gizli ajan (casus) savas yillarinda gizemine gizem katmistir, Pera Palas'in.