Anasayfaya Dön


PIYALE PASA CAMII

PIYALE PASA CAMII

1570'lerde, Kasimpasa'nin arkasindaki vadide, kimselerin yasamadigi kirsal bir kesimi yerlesime açmak amaciyla, Piyale Mehmed Pasa; cami, medrese, tekke, sibyan mektebi, türbe, çarsi, hamam ve sebilden kurulu bir külliye yaptirmistir. Günümüze ise yalnizca cami ve türbe erisebilmistir.

Yapinin, Sinan döneminde yapilmis olmasi, Sinan'in katkisini kesinlikle ortaya koymamaktadir. Piyale Pasa'da kimligi bilinmeyen bir hassa mimarinin kurumsal kimlige baskaldirisinin, geleneklere karsi gelisinin, bireysellikten çok öte bir yapida yogunlasan bir mimarlik söylemine dönüsen olgusuyla karsilastigimizi söyleyebiliriz.

Plan kurgusu, geleneksel çok ayakli-çok kubbeli (Ulucami) düzenine, Sinan döneminde sikça rastlanan iki katli yan mahfillerin eklenmesiyle; daha tasarim asamasindayken bilinen tipolojinin disina çikivermistir. Farklilik, sadece kubbeleri tasiyan, ortadaki agir tas ayaklarin gidip, yerlerine ince, uzun, yekpare granit sütunlarin getirilmesi degil; yan mahfillerin tonozlarla örtülerek, bunlarin yan cephelerde sivri kemerli alinliklariyla egemen olmasindadir. Kible duvarinin, olusturulan tüm yapisal akslari karsilayan payelerinin, epey disari tasirilarak, siradan bir istinat duvarinin agir payandalarina dönüstürülmesi tartisilabilir statik ve estetik bir yorum olarak görülebilir.

Mimarin, özgün düzenlemesinde dis mekanlara getirdigi zenginlik ise; ancak avluyu olusturan yirmi sekiz tekke, on yedi medrese hücresi ve önlerindeki revagin, ana kitle etrafindaki “ikili revak” ve iki katli dis kanatlarin beraber algilanmasiyla anlasilabilir.

Tüm bunlar, islevsel çözümü pek olgunlastirilamamis dis mekan düzenlemeleri olarak degerlendirilse bile; baskaca birçok sorun daha içeren klasik Osmanli mimarliginin bu ayricalikli yapisi, üzerinde dikkatle durmayi gerektirir.